31 Ağustos 2019 Cumartesi

Feda, Sefa, Farklı Olsun bu Defa

Beşiktaş'ın son dönemini iki ana çizgi olarak ikiye ayırmak mümkün.
1- Yıldırım Demirören dönemi
2- Fikret Orman dönemi. 

Ben Yıldırım Demirören dönemini tekrar ele almayacağım, külliyen zarar. Mevcut başkan da Fikret Orman olduğu için, Fikret Orman döneminin transfer stratejilerini gruplandıracağım. 

Dönemi bence üçe ayırmak gerekiyor; 
1- Feda Dönemi
2- Sefa Dönemi
3- Bu yazdan itibaren geçerli olan yeni dönem. Adını, süreç netleşince koyarız.

Feda dönemi malum, ekonomik sıkıntılar içindeki kulübün küçülme politikası izlediği bir dönemdi. Amaç, eldeki kısıtlı kaynaklardan maksimum fayda üretmeye ve zaman kazanmaya, günü döndürmeye çalışmaktı. Bugün Feda dönemine ilişkin yapılan yorumların önemli kısmı olumludur. Herkes, o dönemin başarılı bir yönetsel faaliyet süreci olduğunu düşünür, benim kanaatim de o yöndedir.

Feda sonrası dönem, Beşiktaş'ın şampiyonluğuyla başlar. Adına Sefa dönemi de denebilir. Kulüp başarı kazandıkça açılmaya saçılmaya başlar. Kendi sınırlarını aşar. Burada temel bir strateji izlenmiştir. Finansal fair play'in dayatmacı kurallarını aşacak bir formül; maaş ödemesi yapamayacak - istese de yapamayacak - kulüp, maaşı yüksek & bonservisi düşük yaşlı ama kaliteli ve yüksek tecrübeli oyunculara yönelmiştir. İsimlerini saymakla bitmez. Bu strateji, kulübe oyuncu kalitesi üzerinden yüksek Avrupa kupaları performansı ama yerel lige olan düşük konsantrasyondan ötürü de düşük lig performansı olarak geri dönmüştür. Düşük lig performansı, Şampiyonlar Ligi'ne katılımı sağlamayınca sistem çökmüş, strateji patlamıştır. 

Beşiktaş bu yıl, yine benzer bir finansal darboğaz içerisinde 3. stratejisine geçiş yapmış görünüyor. Yüksek maaş & düşük bonservis sisteminin uzun vadede işlemediği görülünce, düşük kiralama ücreti & orta yaşlı, orta kalite stratejisine geçilmiştir. Burada dezavantaj, bir önceki strateji döneminin aksine, bir alt kalibre oyuncuların tercih edilmesidir. Avantaj; kariyer hedefi olan orta yaşlı oyuncularla kısa süreli kiralama yöntemiyle tekrar yerel ve uluslararası yarışmanın daha mümkün oluşudur. Bu, sadece Beşiktaş'ın stratejisi değil, diğer büyük kulüplerin de yeni stratejisi olarak değerlendirilebilir. Nzonzi, Elneny, Seri pekala Everton'un orta saha üçlemesi olabilirdi ama şu an Galatasaray ve Beşiktaş'talar, bu iyi. Seneye yoklar bu kötü. 

Bu 3. strateji, Feda'dan kötü, Sefa'dan iyi duruyor. Ama nihayetinde aklı başında tek çıkış yolu, Guingamp'tan kiraladığın Pedro Rebocho'yu, Guingamp'tan önce senin alman. Bu organizasyonu idare edecek bir yapıyı hayata geçirmen. Yoksa, Rebocho, Seri, Nzonzi, Elneny kiralamak için çok da arama tarama çalışmasına gerek yok. 

Bundan 3 yıl sonra, Galatasaray ne zaman battı denecek ve "Falcao'ya yıllık 5 kağıt verdiğin gün" cevabı alınacaksa ve biz bunu bugünden biliyor ama bir şey yapamıyorsak, kulüplerin profesyonel ekiplerinin üretebildiği değerler yerlerde sürünüyorsa, o zaman ben her yıl Elneny'e 2 milyon euro veririm, hatta tüm takımı Elneny'den kurarım. Bu yol, yönetimin saçmalama maliyetinden daha düşük zira. 

Sözün özü, o Rebocho'lar Guingamp'tan önce buraya 1 milyonluk bonservisleriyle gelmeye başladığı gün, asıl bahar gelecek. O zamana kadar bütün yönetimler başarısız, bazıları daha başarısızdır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder